31 Mayıs 2016 Salı

KABAKLI GÜNLER

Kabaklı günlerde ki deneyimlerimize geçmeden önce havuçla başladığımız bu tadım günlerinden küçük bir anı paylaşmak istedim.




      Havucu sevmiştik. Üç gün boyunca günün belli bir öğününde (sabah kahvaltısı hariç) bizimle birlikte havucun tadına baktı Durucuğum. Hem hep beraber yemek yiyorduk hem de bize bakarak taklit ediyordu. Bir taşla iki kuş vuruyorduk. En önemlisi yemeklerde sürekli kucakta durmak isteyen kızım, mama sandalyesinde oturuyordu ve bu hoşuna gidiyordu:) 
     Sıra kabağa geldiğinde de durum değişmedi. Galiba benim kızım yemekle arasını iyi tutacaktı:) Kabak tadımlarını akşam yemeklerinde beraber yaptık. Böylece bütün aile hep bir arada oluyorduk. Pazardan aldığım tarla kabaklarını yine buharda pişirip Duru'ya sundum. Çok yumuşamamasına dikkat edilmeli ben bunu deneyimledim. İkinci gün biraz fazlaca pişirmişim. Eline aldığı anda eziliyordu ama bir şekilde üstesinden geldi küçük gurme:) Bir de önüne fazla fazla koyunca çabuk dikkati dağılıyordu. Hepsine dokunmak istiyordu. İki üç tane koyup bittikçe vermek daha iyiydi. Zaten amacımız başlarda doyurmak değil. Sadece tanıştırmak! 
     Kitapta da şöyle diyor:"Altı aylık bir bebeğin ağzına yiyecek bir şey götürmesindeki motivasyonunun açlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Bebekler başkalarının yaptıklarını taklit etmek ister. Bunun nedeni merak ve yapılan şeyin güvenli olduğundan emin olmak isteyen içgüdüleridir."
     Bazen kendimi tutamıyorum ve içimde ki panik anne dışarı çıkıyor. Ahh şimdi boğazına takıldı, vahh şimdi çok ısırdı nasıl çıkaracak... Derken kızıma güvenmeyi öğreniyorum. Aslında bebeklerimiz muhteşem içgüdülerle dünyaya geliyor. Nasıl ki doğdukları andan itibaren annesinin göğsünden kendi kendine beslenebiliyor, ki bunu hiç yadırgamadan yapıyor , bu da aslında öyle bir şey...
     Bir diğer önemli konu da yemekleri keşfetmek için oturttuğumuzda bebeğimiz aç olmamalı. İlk haftalar yemek vakitleri doymak için değil, oyun, paylaşım ve bizi taklit etmek için. Geleneksel yöntemlerden bu yönüyle farklı. Geleneksel yöntemde yemek vakitlerinde bebeğin aç olmasına dikkat edilir.  Oysa BLW yönteminde bebeğimiz açsa yiyecekleri keşfederken eğlenemeyecek, kendi kendini besleme becerisini geliştiremeyecek ve sinirlenip üzülecektir. Bu yüzden yemek zamanına yakın bir vakitte emzirmemiz (mama ya da devam sütü temel besini her ne ise) gerekiyor.
     Duru her geçen gün sebzeleri daha güzel kavrıyor. Ne kadar koparması gerektiğini etüt ediyor ve çiğnemeyi öğreniyor. Yemek serüvenimiz devam ediyor:)



   

28 Mayıs 2016 Cumartesi

HAVUÇLU GÜNLER

Öncelikli olarak üç gün kuralına uyarak tadım günlerine havuçla başladık. Tencerenin içerisine yerleştirdiğim bu aparat (Ben ikea'dan edinmiştim) sebzeleri buharda kolayca pişirmemi sağladı. İlk günümüz olduğu için benim için de heyecanlıydı. Neredeyse her boydan havuç vardı tenceremizin içinde :))  Eee ben de öğrenecektim. Annemizin karnından BLW ile doğmadık:)



BLW' nin özel bir malzemesi yok aslında. İhtiyacımız olan bir mama sandalyesi ve pazardan , Tabi ki mevsiminde, taze alınmış sebze ve meyveler. Ben iki tane muşamba önlük aldım temizliği daha kolay ve hemen kuruyor. Bir tanesini uzun kollu aldım sıvı yiyeceklerde kurtarıcı oluyor. Malum bayağı dağılacak ortalık. İlk etapta bir tabağa ihtiyacımız yok. Çünkü onu da bir oyun aracı olarak kullanıp ilk fırsatta yere atacak:) Ben tatma günlerine havuç, kabak, taze patatesle başlamayı planladım. Bunun belli bir sırası yok tabi ki ama meyveleri biraz daha sona sakladım. 

                             



                                                        


 Tabi ilk günümüz çok heyecanlıydı. Havuçları önüne koyduğumda zaten dişleri kaşındığı için her şeyi ağzına götürmeye meyilli olan kızım hiç tereddüt etmedi. Önce yakalamaya çalıştı. Kaygan bir şeydi sonuçta. Bir kaç kez denedi. İlk eline aldığını düşürdü ama nihayetinde ağzının yolunu buldu durucuğum. Tadını ilk aldığında yüzü ekşidi, tekrar bi baktı havuca sonra yine götürdü ağzına bayağı emdi. Bir süre sonra havuçtan bir parça koptu. Öksürdü, öğürdü. Gözlemlediğim en garip davranışı havuçtan büyük bir parça kopardığında benim en çok korktuğum ve sanılanın aksine yutmuyor yada boğulmuyor diliyle iterek parçayı ağzından dışarı atıyordu. Tabi tüm bunlar olurken ben de elime bir havuç alıp karşısına oturdum, panik ve şaşkınlık içinde duruyu izledim çaktırmadan:)) 
Önüne havuçları yığmadım. Bittikçe verdim. (Tabi bitmekten kastım, yarısı yeri boyladı, yarısı parça pinçik oldu:)) Yaklaşık 10 dk karşılıklı havuç yedik. Onun yeni bir şeyi keşfetme merakı , benimse bir bebeğin iç güdülerinin hiç de hafife alınmaması konusundaki şaşkınlığımla ilk tadım günümüz sona erdi.

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Tanıdığım her iki anneden biri çocuğunun yemediği yemekler yüzünden dertli. Kaşıkla peşinden koşturanlar, her akşam aynı yemeği pişirenler, televizyon ya da türlü şaklabanlıklarla yemek yedirenler, "Aman yesin de ne yerse yesin diye abur cubura göz yumanlar" bizim kültürümüzde hiç de alışılmadık görüntüler değil. Peki bu tutumumuz ne kadar doğru? Diye soruyor kitapta.
                                                    ,

Baby -led Weaning el kitabı. Bu yöntemle ilgili tüm soru ve endişelerimize yardımcı bir kitap. 
Ben bu yöntemi tamamen tesadüfi bir şekilde keşfettim, Duru doğduğundan bu yana interneti neredeyse sadece bebek üzerine blog, makale, araştırma, uzman görüşleri üzerine kullanır oldum. Yine altıncı aydan sonra geçeceğimiz katı gıdalarla ilgili bir araştırma yaparken karşıma çıkan bu yönteme bayıldım.
     BLW yönteminde, bebeklerin katı gıdaya geçişinin apalamak, yürümek ve konuşmak kadar doğal bir süreç olduğunu söylüyor. Bu durumu bebeklerin kendi kendine yönetebileceğini, eğer bebeklerin önderliğinde katı gıdaya geçersek  beslenmenin çok daha istekli ve eğlenceli geçeceğini savunuyor. Bebeğe püre yada yedirmek istediğimiz sebzeleri bulamaç halinde değilde, onun tadını, kokusunu, yapısını sınayabileceği şekilde Sunmamızı söylüyor. Evet bu yöntemde Yedirmiyoruz! Neredeyse bir yaşına kadar kaşık çatal da yok. Bebeğimiz elleriyle tanıyor yiyecekleri. Başlangıçta biraz kafa karıştırıcı. Yani insanın aklına yüz tane soru geliyor. Ama çok Uzay bir düşünce de değil aslında. Belki de bir çok annenin yaptığı, bir çoğunun düşünüp de cesaret edemediği bir şey.  Aslında benim de tam olarak bakış açım buydu. Fakat anne olduktan sonra anladım ki inandığımız çoğu şey deneme aşamasında rafa kaldırılıyor. En nihayetinde karşımızdaki bir insan, bir robot değil. Tabiii başladım araştırmaya. 
   Neyse ki Duru altıncı ayını doldurana kadar ben epey bilgi topladım, kitabı okudum ve doktorumuza danıştım. Şimdilik hiçbir engel yoktu. Eğer her şey yolunda giderse muhteşem bir serüven bizi bekliyordu. Duru hala anne sütü alıyordu ve destek olarak doktorumuzun önerisiyle beş aylıkken mama başlamıştık. ( Maalesef dördüncü ayımızda inek sütü alerjisi teşhisi konuldu ve ben içinde süt, yoğurt, peynir altı suyu dahil olan tüm yiyecek ve içecekleri kestim. Buna bağlı olarak Duru'nun kilo alımında biraz duraklama oldu.) Beş buçuk aylıkken evde keçi sütünden yoğurt yapıp günlük olarak az miktarda vermeye başlamıştım.

Derken o gün geldi çattı. Altıncı ayımızı doldurduk ve bizim BLW denemelerimiz de böylece başladı.

20 Mayıs 2016 Cuma

Merhabalar...
Bu bloğu, ek gıdaya geçişte BLW yöntemini uygulayan ya da araştıran anneler ile bilgi paylaşmak ve Duru'nun önderliğinde BLW maceralarımızı anlatmak için açtım. En kısa zamanda resimlerle birlikte deneyimlerimi paylaşacağım...